Avrupa Birliği (AB), dijital egemenlik ve ifade özgürlüğü arasında denge kurmaya kafa yorarken, Telegram adlı mesajlaşma uygulamasının kullanıcı sayısı ciddi şekilde artıyor. Denetimden uzak altyapısı ile AB üyesi ülkelerde hızla yaygınlaşması, Avrupa’da kritik bir sorun olarak öne çıkıyor.
2013’te kurulduktan kısa bir süre sonra küresel çapta 1 milyardan fazla aktif kullanıcı sayısına ulaşan Telegram, resmi kurum ve medya organları tarafından da kullanılmasına rağmen, zayıf içerik moderasyonu nedeniyle zararlı faaliyetlerin yayılmasında kritik bir işleve sahip .
Uygulamanın AB’deki gerçek kullanıcı sayısı tam bir muamma. Telegram, resmi internet sitesi üzerinden 2024’ün Şubat ayında AB üyesi ülkelerde toplam 41 milyon aktif kullanıcısı olduğu açıklamıştı. Fakat mevzubahis veri, kısa süre sonra siteden kaldırdı. 2025 Haziran tarihinde ise AB kuralları kapsamında “çevrimiçi platform” olarak nitelendirilebilecek hizmet elemanlarının “45 milyondan az” kullanıcısı olduğunu açıkladı. Dünyanın önde gelen teknoloji sitelerinden WIRED tarafından yayımlanan analizde ise Telegram’ın AB genelindeki gerçek kullanıcı sayısının en az 50 milyon civarında olduğu iddia edildi. Ortaya çıkan bu tutarsızlık WIRED analistlerine göre, uygulamanın AB Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında VLOP statüsüne girmekten ve statünün getireceği sıkı denetimlerden kaçınmak için stratejik bir hamle.
TELEGRAM’IN KARANLIK YÜZÜ
Telegram’ın yarattığı sorunlar, AB ülkelerindeki somut örneklerle de görünür durumda. Bu örneklerden öne çıkanları şöyle listelemek mümkün:
- İspanya: Universidad de Granada ve Fundación Maldita tarafından yapılan bir araştırma, İspanyolca Telegram kanallarının COVID-19 pandemisi sırasında bir dezenformasyon merkezi haline geldiğini, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından ise hızla Kremlin yanlısı anlatıların yayılma işlevinde kullanıldığını ortaya koydu .
- Almanya: 2025 Şubat tarihinde yayımlanan bir rapor, Almanya’nın federal seçimleri sırasında Telegram’ın, kitle iletişim araçlarına yönelik asılsız iddialar da dahil olmak üzere komplo teorilerini yaymak için yaygın olarak kullanıldığını gösterdi .
- Fransa: Fransa’da faaliyet gösteren VIGINUM Ajansı’nın 2024 senesinde halka arz ettiği raporunda, “pravda” adlı bir internet sitesinin, Fransızca Telegram kanallarındaki Kremlin yanlısı propagandayı sistematik olarak yeniden yayınlayarak nasıl güçlendirdi belgelendi.
- Polonya: BBC’nin tespitlerine göre Lehçe faaliyet gösteren 22’den fazla Telegram kanalı, AB yasaklarına rağmen RT ve Sputnik gibi kaynakların yasaklı içeriklerini yayarak, Polonya ile Ukrayna arasında ayrılık yaratmak için yoğun bir faaliyet gösterdiler.
UKRAYNA DENEYİMİ: AB İÇİN CANLI BİR UYARI
AB’nin karşı karşıya olduğu riskleri anlamak adına Ukrayna’nın Telegram deneyimi kritik bir örnek teşkil ediyor. Ukrayna halkının %90’ı Telegram’ı kullanıyor ve kullanıcıların %73’ü için ise bu uygulama günlük haber kaynağı işlevine sahip. Bu yaygınlık, Telegram’ın Ukrayna halkına karşı ne derecede şekillendirici bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.
Ukrayna’daki en ciddi endişelerden biri, meşru haber kaynağı gibi görünen anonim Telegram kanallarının çoğalması. Editöryel sorumluluk, şeffaflık veya hesap verilebilirlik olmadan faaliyet gösteren bahis konusu kanallar, gerçek ile kurgu arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmada oldukça etkililer. Rus aktörler, bu altyapıyı etki operasyonları yürütmek ve Ukrayna kurumlarını baltamak için istismar etmekten kaçınmıyorlar. Her ne kadar ironik de olsa Ukraynalı yetkililer ve kurumlar da halkla iletişim kurmak için sıklıkla Telegram’ı kullanıyor. Bu durum, Telegram’ın geniş ekosistemini meşrulaştırarak, vatandaşların güvenilir ve güvenilmez iletişim araçları arasında ayrım yapmasını zorlaştırıyor .
DEMOKRATİK DEĞERLER İÇİN BİR SINAV
Ukrayna’nın savaşla birlikte AB ve ABD’nin de onlardan biraz daha sonra anladığı üzere Telegram tıpkı WhatsUp gibi sıradan bir sohbet uygulması değil. Rusya merkezli bu uygulama aynı zamanda inançları, davranışları ve kamusal sonuçları şekillendiren bir araç.
Uzmanlar AB’nin, Ukrayna’nın Telegram deneyimini ciddiye alması gerektiği konusunda hem fikir. Uzmanlar ayrıca Ukrayna’da savaş öncesi ve anında, Rusya’nın Telegram manüplasyonlarını kritik bir ikaz olarak değerlendirip dijital altyapının demokratik değerleri destekleyecek şekilde tekrardan organize edilmesini için bir an evvel harekete geçilmesini lazımdan öte elzem olduğunu belirtiyorlar. Diğer taraftan Telegram’ın şeffaf olmayan yapısı ve kullanıcı sayısını az gösterme eğilimi, AB’deki denetim mekanizmaları önündeki en büyük engeller olmaya devam ediyor .