CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel: Parti, ittifak potansiyelini kaybetmek üzere
CHP Meclis Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, gazeteciler ile bir araya geldi. Özel’e toplantıda, CHP’li eski ve mevcut milletvekilleri Hikmet Yalım Halıcı, Ensar Aytekin, Gökçe Gökçen, Selin Sayek Böke ve Gamze Taşcıer de eşlik etti.
Birgün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, Özel milletvekili aday belirleme sürecinden ittifak toplantılarına kadar çok sayıda konuda değerlendirmeye imza attı. Özel, ittifak görüşmelerinde yer almadığını da kaydetti.
İttifaktaki partilere verilen 39 milletvekilinden Pazar günün sabahında haberdar olduğunu ifade eden Özel, “Bir gün sekizli masa bütün gece çalışmış. MYK toplantısına girdik, ‘Ne oluyor’ dedik. ‘Çok kötü şeyler oluyor’ dediler. Ve toplam 39 milletvekili verildi, hatta o an 45’ti. Yani İYİ Parti’ye de seçilecek yerden iki, dört tane de sınırın altı, toplam kırk beş sandalye. Yüzde 30 oy alsak, 65 milletvekili verilmişti. Ve bu bizim haberdar olduğumuz bir şey değildi” dedi.
Özel’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
GENEL BAŞKAN TAM KATILIM İLE SEÇİLECEK: Bundan sonra hem genel başkanı, hem de il ve ilçe başkanlarını tüm üyelerin katılımı ile seçeceğiz. Ancak, Siyasi Partiler Kanunu’nun getirdiği kısıtların farkındayız. Bu kurultayı biz yapıyor olsaydık 5 Kasım’da bütün üyelerle ön seçim gerçekleştirir, kurultayı 12 Kasım’da yapardık. Kurultayı da örgütümüzün belirlediği adayı, kamu otoritesine bildireceğimiz bir şölene çevirmeyi uygun bulurduk. Biz bundan sonra Siyasi Partiler Kanunu değişene kadar genel başkanı böyle seçeceğiz. CHP, pandemiyi sağlıktan sorumlu genel başkan yardımcısı olmaksızın, MYK’da konuşulmadan geçirdi. Mavi Vatan, Azerbaycan, Rusya-Ukrayna savaşı, F-35 krizi hepsinin olduğu süreçlerde dış politika, genel başkan yardımcısı olmadan, başdanışman üzerinden götürüldü. Tahıl krizinin yaşandığı bir dönemde tarımdan sorumlu Genel Başkan Yardımcısının olmadığı bir MYK ile yönetiliyoruz. Örgütten sorumlu genel başkan yardımcımız yok, örgüt üzerinde görülmedik birtakım şeyler yapılınca, örgütler üzerinde kimden hesap sorulacak o yok. Benim yönettiğim MYK’da, bu görevlendirmelerin tamamı olacak.
GEZİ KARARI: Mücella Yapıcı ve Hakan Altunay yönünden kararın bozulması elbette memnuniyet verici. Ancak kararın tümüyle bozulması gerekirken sadece Yapıcı ve Altunay tarafından bozulmasını çok büyük bir eksiklik ve çelişki olarak görüyoruz. Yine okyanus ötesinden gelen bir talimatla Gezi kararının onaylandığını, onandığını görüyoruz. Talimatı yine okyanus ötesinden verdiler ama veren isim Erdoğan’dı. Gezi’yi onurumuz olarak görüyoruz.
İTTİFAK SİSTEMİ: Bugünkü şartlarda, ittifak potansiyelimizi kaybetmek üzereyiz. Kasımda ortaya çıkacak değişim ve umutla, muhataplarımızla yeni ilişkiler kurabileceğimiz yeni bir enerji ile hareket etmeyi umut ediyoruz. İttifak ortaklarımızla yeniden görüşeceğiz. Toplumsal ittifak düzeyinde de kırılma var, bunların tamamını onarmak son derece önemli. Kurultaydan sonra avucumuzu açarak, ‘Hesabımız kitabımız yok, el sıkışmaya geliyoruz’ diyerek görüşeceğiz. Her yerde ittifak yapacağız diye bir şey yok.